Pazartesi, Temmuz 20, 2009

burnumun direği

sabah bir soru "sence işden direk spora gitsem miki?"
"git tabiki ooh"

akşam iş çıkışı benden soru "sen gidecek misin? bende yüzsem miki?
"yüz yüz aman iyi"

yüz, yıkan durulan
önce onun kartı desk demi die kontrolünü yap
potaya kafayı uzatıp
yine bir soru "ne zaman gelirsin bekleyelim mi yiyelim mi?"
"1 saate, yiyin siz"
gülümseme el sallama

annemlerde bamya pilav
benden soğuk çorba, zeytinyağlı biber dolma...
30 dakika geçmiş daha
telefonda arama

"korkma!!!
burnuma dirsek geldi oynarken
buradaki doktor hastaneye git dedi"

babamdan tepki "bizde gelelim...."

acil- kırık
poliklinik- ameliyat


perşembe akşamı indirim sms si
üzerine mağaza geziş

“belki bunları giyemem bile” serzenişi

cuma hastaneye yatış...
hastanede sorulardan sadece biri
“ailenizle mi yaşıyorsunuz?”
“yok, eşimle”....


bekleyiş gerginliği


abuk ameliyat hikayeleri

ben 3 cataflam, düşük tansiyon
o kimi ikna etsemde eve dönsem arayışı bakışı


8.30 dan 1.30 a bekleyiş
3.00 de masadan uyanılarak odaya çıkılabilen operasyon....


dinen baş ağrısı
konuşamayan hastamız
seslere kulağını açıp uyuyan refakatçi
uyuyamayan hasta
biraz asabi


sızlanmadan geçen
tamamen bitmesi beklenen iyileşme süreci

0 fikir:

 
template by suckmylolly.com