Salı, Kasım 24, 2009

yanlızlığın satırları








pastel renklere boyali hayatlar, 
dısarı ulasmak icin cirpinan yureklerin 
kan kırmızı rengini hapseder içinde....

zoraki bastirislarin yarattigi 
gercek disi yansimalar yuzumuzde, 
oldurdukce oldurur yasanmasi gerekli duygulari..

iyi yonunden bak hayata tersden sorgula olumsuzluklari,
yalanin icine surukle butun yasadiklarini

tamam sirf siyah ve beyaz degil yasadiklarimiz
ama
neden bu kadarda yumusatma cabamiz

önce bogulsak siyahin icinde, 
cabalasak, uzansak, geri devrilsek

belki daha da dibe dussek 
daha manali olmazmi bizim icin

sonunda  elde ettigimiz gri.. 
uzerini yapay olarak sivayip olusdurdugumuz 
karadan bozma toz pembemizden

ne olursa olsun guclu olacagim ama yalansiz

zor ise zoru
yanlis ise yanlisi yasayarak... 
ben boyamadan yalan renklere

surdureceğim yasadiklarimi

mutsuzken kendine mutlu taklidi yaptikca aciyacak gulumsemelerin..
rahatla
bastirma
boyama 
ama
kendin icin cabala
olana eyvallah cekip sinirlanma..........

eylül 2003, taa uzaklardan 
hem mekan
hem de zaman...

Pazartesi, Kasım 23, 2009

hikaye fotografçılığı

yazmam lazım
lazım olunca yapamam 
oturup düşünmem lazım...


kendimi kandırsam
öylesine yeni bir post açsam
üzerine ilhamı çağıracak fotoğrafı taksam
galiba yine biraz beklemem lazım...
(saat 10:30)





herkesin hayalleri var
yaşamak istedikleri
düşünürken sıra sıra dizdikleri...

bazı hayaller var yaşamın dönümleri
yalan değil bir imza ile hayatların değiştiği

"bir varmış bir yokmuş" diye başlayan masallarda
"onlar ermiş muradına" cümlesini kurmak gibi

kendi masalımızı hayal ederek büyürken
kendi hikayemizi oluşturduk farketmeden
bir üzüldük bir sevindik

sonra o imzaya doğru sahne sahne giderken
aslında oluşturduğumuz bizim gerçek hikayemiz
değil mi? 

kare kare dondurmak lazım saniyeleri
çünkü yıllarca şekillendirip
hayal edilip mükemmelleştirdiğimiz hayalin
her anı bizim için değerli  

"düğün hikayemiz" ile ölümsüzleşerek 
her gerçek masallar hikayeleşmeli 

(saat 16:30)

Perşembe, Kasım 19, 2009

benim keşiflerim



 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
keşifler...
hayata dair bu gün farkedilenler
dünle bu günü farklılaştıran
hergün karşımıza çıkmayan
farkedilenler es geçilenler...

Çarşamba, Kasım 18, 2009

gerçek "unique"



boş kaseti 
özene bezene 
mili saniyeleri deneye deneye
kaset çalarlı radyoma taktım
sadece melodisini bildiğim
duyunca içimi açan parçayı radyoda duyarsam diye

"record" a basacağım
canım istediğinde dinleyebileyim işte

dinlemekle de kalmaz 
"pause" a basa basa sözlerini de çıkartırım belki
sözler elimde "play" e basıp 
şarkıya eşlik edebilim diye...


bir kaç şarkı daha eklersem eğer
en özenli yazımla "mix tape bilmem kaç"  yazıp üzerine
kapağının içine de güzelce bir liste

kişiye özel, tek bende ve
sadece benim olan... 

daha ben ne istiyeyim 



not: yazmadan geçemeyeceğim

bu gün tam bu gün işte 
işe başlayalı 10 yıl oluyor...


maşallah mı desem

kışım başlıyor



sabahları arabanın buzunu kazımadan 
yola koyulamamak
gecenin akışını pencerenin arkasından izlemek zorunda olmak
güneşi görünce ayazından korkmak

kar yağdığında arabayı almamak
yollarda kar bulamamak
arabayı almak
rezil rüsva olmak


yemeklere domates koyamamak
kat kat giyinip
pat pat soyunmak

eve çamur sokmak
yıkanıp sokağa fırlayamamak...


erken varılan randevuyu beklerken
bol tarçınlı salep yudumlamak


kayak tatiline çıkılacak diye korkmak
kaplıca otellerine yan yan göz kırpmak...


lapa lapa yağan karın ertesi
evde sarı ışık altında oturacağını bilmek

sokakta hiçbişeyciğin kaçmadığı garantisiyle
bi film yakalayıp seyretmek...
kısaca

evde olmakdan keyf almak

Pazartesi, Kasım 16, 2009

şimdi nerede ki





 
 
 

aslında evsiz
yurdu da belirsiz

görüntüsünden kaynaklı
bacakları titretmesi 
ha birde çıkmadığından gözlerine bakacak yürekli

sadece 1 hafta dolanabildi ortalıkta
sonra yok oldu gitti
yok edildiğini düşünmek istemesemde
sanki!!!


kimseyi ısırmamasına rağmen
katil hürmeti gördü


balkonum
tek kovulmadığı yerdi

olsaydı hala buralarda

muhtemelen balkonumdaydı şimdi

Cuma, Kasım 13, 2009

uzay'daki yıldızlara ithafen




............

yıldızlar nerede yaşarlar?
uzayda
irili ufaklı yıldızlar
ahenkle uzayda salınırlar
............
dün kötü bir oyuna gittim
"entellektüel seviyem yükselmiş" yorumumla
aklım sıra oynu kötülemedim
ama kendimi yücelttiğimi de fark etmedim... 

bu cümlemi düşünürken tekrar tekrar kafamda
tekerlekli sandalye koyuldu önümüzdeki rampaya
jet hızıyla inip, elleriyle yumuşattı varışını


buruldum
bir an duruldum
cümlem aklımdan silinip
durumu analize koyuldum


çok kısa sürdü uyanmam
aslında onun ne kadar şanslı olduğunu algılamam
yıldızlarımın salınımı geldi aklıma,
hayatını değiştiren o 3 saniyeyi yaşayan..

linkdeki yazıyı okuyunca algıladım
aslında 5 saniye bile değil
saliseler bir ömrü kökünden oluşturan



Perşembe, Kasım 12, 2009

bekliyorum


yaz mı kışın arasına
kış mı yazın arasına sıkıştı


hava savaş halinde
bir yaz galip
bir kış
kış okçularıyla saldırıya geçmek üzere



yaza inat kıskıvrak sıkıştıracak bizi
beklemediyim
yine :)

Salı, Kasım 03, 2009

olgunlaşıp oluşmak



zamanın gerisinde durup düşünme şansı olsa insanın
dünü bu güne getirip müdahale etmek ister elbet

fiziksel bir etkisi olmasa da olacaklara
etkileşimle bile değiştirebilir kendini

korkup kaçtığı olaylara, kişilere
çekinmeden sürükleyebilir benliğini

dün değiştikçe bu gün farklılaşır elbet
zaman olmadığı için de durumda
ben hiç oluşmamış olurum
bir anda

farklı olasılıklar
başkalaşmış sonuçlar
benden bağımsız yaşanmışlıklar

zaman çizgimin üzerinde durup
dünü düşününce bu gün
o ben, benliği ben olmamış bir ben
ancak bu güne beni getiren

yaşananlarla sırayla mayalanmak
zamanla olgunlaşıp oluşmak
fazla olgunlaşıp birden yok olmak...
işte budur dimi hayat

 
template by suckmylolly.com